Cemâleddin Aksarâyî'nin torunlarındandır. Halvetiyye tarikatının Cemâliyye kolunun kurucusudur. Çelebi Halife diye meşhur olan Cemâl Halveti ilk tahsilini memleketi Aksaray'da yaptıktan sonra istanbul'a giderek medrese eğitimi almıştır. Daha sonra tasavvufa meylederek Zeyniyye tarikatı şeyhlerinden Seyyid Abdullah el-Kastamoni'ye intisap etmiştir. Bir süre sonra Abdullah Karamâni'ye, onun vefatından sonra da Tokat'a giderek Ümmi Şeyh Tahirzade'ye intisap etmiştir. Son olarak Halvetiyye Şeyhi Bahaeddin Erzincani'den icâzetini aldıktan sonra bir süre Amasya'da bulunmuştur.
ll. Bayezid Amasya Valisi iken Cemâl Halveti'yi yakından tanıdığı için, hükümdar olduktan sonra onu İstanbul'a davet etmiş, Cemâl Halveti İstanbul'a gelerek uzunca bir süre payitaht'ta irşad faaliyetlerinde bulunmuştur. Tefsir ve hadisle de ilgilenen ve aynı zamanda şair olan Çelebi Halife, kısa zamanda İstanbul'un meşhur âlimlerinden biri olmuştur. Padişah tarafından veba hastalığına yakalananlara dua için hacca gönderilen Çelebi Halife, Tebük yakınlarında 1494'de vefat etmiştir.
“Mefhar-ı Aktab-ı Devrân" diye anılan Cemâl Halveti, Osmanlı döneminde en çok eser yazan sûfîlerden biridir. Sünbül Efendi, Alaeddin-i Uşşâkî, Hayreddin Tokâdi, Üveys Dede, Cemşâh-ı Karamâni, Sinân-ı Erdebîlî, onun meşhur halifelerinden bazılarıdır.