Aksaray İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Camii ve Türbeler

Ulu Camii (Karamanoğlu Mehmet Bey Cami)

Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Ulu Camii, ilk olarak Anadolu Selçuklu hükümdarı Rükneddin Mesud (1116-1155) tarafından yaptırılmıştır. Karamanoğulları döneminde genişletme ve onarım çalışmaları yapılan caminin kitabesinde, bu caminin yapılmasını ve yenilenmesini merhum ve mağfur Alaeddin Bey'in oğlu Yüce Sultan Mehmed'in 811 yılında emrettiği, caminin mimarının Mimar Firuz olduğu yazılıdır. Bu sebeple camii " Karamanoğlu Mehmet Bey Camii" olarak da anılır.

Her bir karesinde taş işçiliğinin en güzel örneklerini gördüğümüz Ulu Caminin içerisinde bulunan minber ise Selçuklu ahşap işçiliğinin şaheser bir örneğidir. Abanoz ağacından, kündekâri tekniğiyle yapılan bu minber, Anadolu Selçuklularına ait en eski minberlerden biridir.


Kilise Camii (Aziz Gregorius Kilisesi)
Güzelyurt merkezindeki Hristiyanlık dönemi eserlerinden Aziz Gregorius Kilisesi, Kapadokya’daki en erken Hristiyanlık dönemi eserlerinden birisi olup, Ortodoks alemi için büyük önem taşımaktadır.
Bizans İmparatoru Teodosius tarafından 385 yılında inşa yapılan yapı, kapalı Yunan Haç tipine aittir. Plan şemasına sonradan yapılan eklerle değişikliğe uğrayan yapı, 3 nefli kubbeli bazilika tipiyle değişmiştir. Kilise, 1924 yılından sonra camiye çevrilmiştir. 15 metre yüksekliğinde olan çan kulesi tuğla ile örtülerek minare haline getirilmiş, dış cephede hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

Kilise Cami’nin yanında 35 basamak merdivenle inilen yeraltı suyu “Ayazması” bulunmaktadır.



Somuncu Baba Külliyesi ve Türbesi

Somuncu Baba olarak da bilinen Şeyh Hamid-i VeliAksarayi Hazretleri, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid Han zamanında yaşamıştır. Şeyh Hamid-i AksarayiVeli Türbesi ve mescidi, Aksaray merkezde Evliyalar mezarlığı olarak adlandırılan Evrah Kabristanı içinde bulunmaktadır.

Somuncu Baba Türbesi'nin hemen yanında oluşturulan Somuncu Baba Kültür Merkezi, halka açık inanç turizmine yönelik dini mekânlar olarak tasarlanmış, Selçuklu ve ilk devir Osmanlı mescitlerini hatırlatan 800 kişilik ahşap revaklı çatılı bir mescit, alışveriş birimleri ve fırınıyla Somuncu Babanın yaşadığı dönemin havasını ziyaretçilerine hatırlatmaktadır. 



Tapduk Emre Türbesi

Horasanlı olan Tapduk Emre, Moğol istilaları döneminde Anadolu’ya gelmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli’nin halefi ve Yunus Emre’nin hocasıdır. Menkıbelere göre Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre’yi yetiştirme işini Tapduk Emre’ye bırakır. Tapduk Emre dergâhına kırk yıl odun taşıyan derviş Yunus; bu dergâhın yetiştirdiği en büyük eren olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aksaray İli’nin kuzeyinde ve il merkezine 20 km mesafede olan Tapduk Türbesi, Tapduk Köyü sınırları içerisindedir. Köy Ekecik Dağı’nın eteğine kurulmuştur. Ekecik Dağı eteğinin üst kısmında yer alan ve Tapduk Emre’ye ait olduğu bilinen türbenin yanında bir de cami bulunmaktadır. 

Aksaray Valiliği tarafından 2021 yılında başlanarak restore edilen cami ve türbe 2023 yılında ziyaretçilere tekrar açılmıştır.



Yunus Emre Türbesi

XIII. yy’da Anadolu’da yaşayan Yunus Emre, fikir ve düşünceleri ile milletimize ve tüm dünyaya mâl olmuş önemli bir şahsiyettir.

Aksaray ili, Ortaköy ilçesine bağlı Sarıkaraman Beldesi Reşadiye Köyü’nde bulunmaktadır. Halk tarafından “Ziyaret Tepesi” olarak adlandırılan tepede Yunus’un türbesi ve aşağı kısımda ise itikafhanesi bulunmaktadır. 

Hacı Bektaş Velayetnamesi’ne bakıldığında; Yunus, Sarı Köy’den kıtlık nedeniyle Hacı Bektaş Sultan Dergâhı’na gidecek, buğday alacak ve kağnıyla akşama geri dönecek. Böyle bir bilgiyi haritaya taşırsanız, bir ucu Hacıbektaş Kasabası, bir ucu Sarıkaraman diğer ucu Tapduk Köyü olan bir üçgen bulursunuz. Yunus Emre bu üçgenin içinde yaşamıştır. 



Kılıçarslan Türbesi

Sultan II. Kılıçarslan tarafından Archelais Şehri’nin harabeleri üzerine kurulan Aksaray, yapılan imar faaliyetleri ile kısa zamanda mamur bir Türk-İslam şehri hüviyetine bürünmüş, Selçuklu’ların ikinci payitahtı olmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin içine düştüğü saltanat mücadeleleri esnasında Sultan II. Kılıçarslan, Aksaray Kalesi önünde savaşırken vefat etmiş, iç organları yaptırdığı kümbete defnedilirken cesedi ise sanduka ile Konya’daki Kümbethane’ye götürülmüştür. Türbe mahruti kubbeli olup, altında cenazelik ve sanduka vardır. Kapısının üzerindeki kitabe yeri açık bulunmaktadır.