MÖ 585-332 Kimmerlerin Frig egemenliğine son vermesi sonucu, Anadolu'da Medler (MÖ 585) daha sonrada Persler (MÖ 547) görülür. Persler bölgeyi ‘Satrap’ adını verdikleri valilerce yönettiler.
Kappadokya, antik çağlarda büyük bölümünü İç Anadolu'nun oluşturduğu bir bölgenin adıdır. Tarihte Kappadokya sözcüğüne, ilk olarak M.Ö. IV. yüzyılda İranda Kermanşahla Hamadan arasındaki yol üzerinde bulunan Bisitun (Behistun) dağının kayalık yüzeyine yapılmış kabartmaları açıklayan yazıtta rastlanır.Pers Kralı I.Darius (Dareios) MÖ.516’da Bisitun yazıtında, egemenliği altına aldığı kavim ve ülkeleri, zaferlerinin kanıtı olarak eski Persçe (Farsça), Elamca ve Akadça olarak üç ayrı dilde,çivi yazısıyla belgeletmiştir. Bisitun anıtında sıralanan ülkeler arasında, persçe Katpatuka sözcüğü de yer almaktadır. Bu nedenle pek çok dilbilimciye göre bu sözcüğün kökeni persçedir ve büyük olasılıkla “Güzel Atlar Ülkesi" anlamına gelmektedir. Buna karşılık Kappadokya sözcüğünün kökeni, eskiden Hitit dünyasında Anadoluda konuşulan Hint-Avrupa dillerinden biri olan Luvice’ye bağlayanlar da vardır. Başka bir görüş de, Kappadokya sözcüğünün Kızılırmağın bir kolu ve antik adı “kappadoks” olan nehirden türediğini savunmaktadır. Persler, Zerdüşt dinine bağlı olduklarından ve ateşi kutsal saydıklarından bölgedeki volkanları, özellikle Erciyes ve Hasandağını, kutsal saymışlardır.
Persler, Kapadokyadan geçerek başkentlerini Ege bölgesine bağlayan, ‘Kral Yolu’nu geliştirmişlerdir. Makedonya Kralı İskender M.Ö.334 ve 332’de Pers ordularını arka arkaya bozguna uğratarak bu büyük İmparatorluğu yıkmıştır.
Pers İmparatorluğunu yıkan İskender Kapadokyada büyük bir dirençle karşılaştı. İskender, komutanlarından Sabiktas’ı bölgeyi denetim altına almakla görevlendirince, halk buna karşı çıktı ve eski Pers soylularından Ariarathes’i kral ilan etti. Çalışkan bir yönetici olan I.Ariarathes (M.Ö.332-322) Kapadokya Krallığı’nın sınırlarını genişletti.
İskender’in ölümüne kadar barış içinde yaşayan Kapadokya Krallığı, Roma’nın bir eyaleti olduğu, M.S.17 yılına kadar varlığını korumak için Makedonyalılarla, Pontuslularla, Galatlarla, Romalılarla mücadele etmiştir.
Kapadokyalılar ve Romalılar Zamanında Aksaray
Pers yönetimine kadar olan dönemde, Kapadokya hakkında kesin bilgiler yoktur. Kapadokyalılar, ancak Pers kralı Damatez zamanında ülkelerine hakim olabildiler. Ariarathes zamanında bağımsızlıklarını ilan ettiler(M.Ö. 323).
Romalılar, Kapadokyayı ilk defa B.İskender'in komutanlarından Selevkuslar'ın elinden aldı. M.Ö. 129' da Kapadokya Kralları, Romanın dostu idiler. Başşehirleri ne zaman kurulduğu bilinmeyen Mazaka (Kayseri) idi. Kısa bir süre Tyana’yı (Niğde-Kemerhisar) geçici başşehir yaptılar. Krallarına izafeten bu yöreye "Özebya" adını verdiler. Aksaray ve çevresi Tyana'ya(Kemerhisar) bağlıydı. Mark Antuan zamanında I. Archalaus Kapadokyanın son kralı oldu. M.S. 17'de öldü. Kapadokya Krallığı zamanında Aksaray ve yöresine "Garsaura" deniliyordu. Archalaus'un Kapadokya Kralı olmasından sonra Aksaray ve çevresi önem kazandı. Archalaus, şehri yeniden imar etti. Buraya Archalais adını verdi. Şehir, Türkler tarafından alınıncaya kadar “Archalais“ ya da “Colonia Archalais“ olarak anıldı.
Tiber, meclisten çıkardığı bir kararla krallığı bir vilayet düzeyine indirdi. Alınan vergiyi de yarı yarıya azalttı.
Romalılar, ruhani teşkilatlarda da sürekli değişiklikler yapıyorlardı. Aksaray değişiklikler sırasında, merkezi Tyana olan Toroslar Kapadokyası içerisinde yer aldı.